#finlandiyadailkgünler #finlandiyailkizlenimler
Çocuklara çok ciddi önem
veriliyor. Her yer oyun parkı. Çocuktan çok oyun parkı olabilir. Hatta çocuklar
için bir haritası bile var Helsinki’nin. Çocuk oyun alanlarının, müzelerin, uygun
restoranların vb. yerlerini gösteren.
Töölö'de bir kum havuzu |
Her oyun parkında, hatta
olması için oyun parkına bile gerek yok, her yerde kum havuzları var. Kum
havuzlarının bazılarının yanında sandıklar var içi oyuncak dolu olan.
Kamyonlar, kova, kürek, tırmık vb. kumda oynamaya yardımcı bir yığın oyuncak.
Bebek arabasında taşınan 6 yaşına kadar bir bebek/çocuk ve bebek
arabasını kullanan ebeveyne toplu taşıma araçları ücretsiz. Otobüse orta
kapıdan biniyoruz.
Her yere toplu taşıma ile
gitmek mümkün, toplu taşıma sistemi fazlaca gelişmiş. Ayrıca, mobil uygulamalar
yoluyla bulunduğumuz yerden gitmek istediğimiz yere nasıl ulaşılabileceğini
öğrenebiliyoruz.
Yaya geçidine gelindiği
an yoldaki tüm arabaların durması henüz alışamadığımız bir durum tabi,
durduklarından emin olunca geçiyorum ki araçlardan geçen olmadı şimdiye kadar.
Yayaya saygı büyük, yaya olarak alışırız da bakalım araba alınca nasıl
alışacağız.
Fince yazı olan her yerde
bir de İsveççe yazı var, durak isimlerinde, markette reyonlarda, sokakta
tabelalarda her yerde, her şeyde… Her iki dili de bilmeyen benim gibiler için
biraz kafa karıştırıcı. Özellikle, otobüs ile giderken ve ineceğim durağı
takibe çalışırken, bir anda çıkan isveççe durak isimleri zihni
bulandırabiliyor.
Meyve ve sebzeler
Türkiye’de yediklerime kıyasla inanılmaz lezzetli. Domatesin unuttuğum tadını,
kokusunu buldum yıllar sonra… Yemeklerim sanki daha lezzetli. J
Etler genellikle yağsız, eşim pek hoşlanmasa da bu durumdan, tam benlik.
Postalar, evlerin giriş kapılarındaki
posta girişinden bırakılıyor. Kapıyı bir açıyorsunuz, mektup, çok romantik. Bu
arada evlerin çift kapıları var. Biri kilitli dış kapı, diğeri ise oda kapısı
gibi.
Biz Espoo’da yaşıyoruz.
Espoo ve Helsinki yan yana iki şehir. Espoo’nun en batısından, Helsinki merkez
arabayla 15-20 dk. O kadar yakınlar. Helsinki, Finlandiya’nın en büyük şehri,
dolayısıyla daha karmaşık, daha çok insan, etkinlikler, turistler… Espoo ise
daha çok evler, ağaçlar, deniz, orman, sakinlik…
Balkondan manzaramız |
Nüfus az olduğundan
herhalde, Espoo’da dağınık bir yerleşim var ve evler hep ağaçlar içinde.
Doğanın içinde. Bizim oturduğumuz sitede (ve muhtemelen birçok yerde) ağaçların
üzerinde sincaplar koşuşturuyor.
Hava genel olarak soğuk
ki konuştuğum herkes çok güzel mevsimde geldiğimizi söylüyor. Kış mevsimi
donduruyorsa demek ki… Güneş varsa herkes kendini sokağa atıyor. Yoksa da zaten
alışveriş merkezleri var.
AVM’ler içinde bebek
bakım odaları var. Özelliği şu, mini bir tesis resmen bu odalar, bebek arabası
park yerinden, çocuk tuvaletlerine, minik oyun alanından içinde mikrodalga olan
mutfağa kadar anne ve babanın ihtiyacı olabilecek her şeyi barındırıyor.
devam edecek...
Comments
Post a Comment